48وَهُوَ الَّذي أَرسَلَ الرِّياحَ بُشرًا بَينَ يَدَي رَحمَتِهِ ۚ وَأَنزَلنا مِنَ السَّماءِ ماءً طَهورًا "HÛ" ki... Rahmetinin (yağmur) önünde müjdeciler olarak rüzgârları irsâl etti... Biz, semâdan tertemiz bir su inzâl ettik.